GÖZLEMCİ'nin doğuşu
Bilgi hiç şüphesiz en hızlı olandır ve gözlemlediğimiz üzere evrenimizdeki en hızlı şey ışıktır. O halde bilgi ışıkla taşınır, ışık ile hareket eder. Evrende o kadar fazla yıldız var ki her birinin ışığı bize ulaşsa asla gece olamazdı çünkü sürekli aydınlık olurdu dünyamız. Fakat geceleri yaşıyoruz. Dünyamıza ışığı ulaşamadığı halde o yıldızların varlığını nasıl bilebiliyoruz?
Bu demek oluyor ki bir şeyin bilgisine o bilgi bize ulaşmadan sanal olarak ulaşabiliyoruz.
METAMATEMATİK ile tanışın
Yani matematik ötesi işlemler ile. işte bu işlem "gözlemdir". Yani bizler yıldızların ışık ile gelen varlık bilgisini onun üzerinde yaptığımız gözlem işlemi ile bilgi bize ulaşmadan biz onun bilgisine sanal olarak ulaşabiliyoruz
2+2=4
İki bilgisi üzerinde işlem yaparak dört daha var olmadan sanal olarak onu var ettik ve onun bilgisine işlem yaparak ulaştık.Peki daha hiç bir insan yokken ya da insan keşfetmeden önce de var olan şeylerin varlık sonucunu işlem yaparak ortaya koyan, onları her şeyden önce gözlemleyen şey nedir?
O nerededir?
Hazır evren yapmaktan bahsetmiş iken; Helyum nasıl oluştu? Bilmiyoruz fakat şuan da oluşmaya devam ediyor.
Füzyon, güneş de füzyonlar yaşanıyor. Yani bir hidrojen atomu ile başka bir hidrojen atomunu birleşiyor. Bunun sonucunda ise devasa bir enerji ortaya çıkıyor.Güneş enerjisi işte yaşanan bu füzyonlarda ki enerji.Bilim insanları bunu dünyada yapalım hem sonsuza yakın bir enerji hem de istediğimiz elementi elde ederiz diye düşünmüş. Ancak ortaya çıkacak enerji o kadar büyük ki güneşde saniyede milyonlarca defa yaşanan füzyon olaylarından bir tanesi Almanya'da yapılacak olsa tüm Avrupa' da bulunan canlı formları yok olurdu. Peki atomla değilde daha küçük düzeyde çalışsak proton,nötron,elektron seviyesi değil daha da alt kuarkların da altında çalışsak Sicim dalgaları ile.
Rezonans; sallanan salıncağın sürtünmesiz bir ortamda enerjisini koruyacağı için yapacağı salınım hareketi ile belirli bir frekansı yakalamış bir dalga gibi davranacaktır. Salıncak size doğru gelirken iterseniz yavaşlayacak,giderken iterseniz hızlanacaktır yani frekans ile oynayarak daha sık ya da daha seyrek dalgalar üretebiliriz.
Peki bunu evrenimizin yapı taşı olan sicim dalgaları ile yaparsak ne olur?
bu sorunun en güzel cevabı sanırım şu olacaktır; eloktromanyetik dalga yayan beyinlerimiz ile yapsak sonuç ne olurdu?
Hiç bir şey değişmezdi...
Kadir YURTTAŞ

